turancevik @ gmail.com

 

Bugün içimden hiç yazı yazmak gelmiyordu. Ancak akşamüzeri büyük oğlum ,küçük ama benim halet-i ruhiye mi derinden etkileyen bir hediye ile çıktı karşıma. Ve işte o halet-i ruhiye, Yusuf yüzlülerime, gani gönüllülerime, derunumu süsleyenlerime, Hamza yüreklilerime, yüreğimin derununda öbek öbek sakladığım sırlarımı, sevgimi yazma cesaretini verdi bana.

Evlatlarım,

Babalar sevgisini gösterme noktasında pek becerikli olmadıklarını babamdan biliyorum. Şüphesiz bende onun küçük bir kopyasıyım. Sevgimi yüzünüze haykıra haykıra söylemeyi belki beceremiyorum ama aynı babam gibi yüreğimle seviyorum sizi.

”Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”

Evlatlarım,

Ana –baba olduğunuzda beni anlarsınız. Bir evladın heyecanı daha doğmadan başlar ana-baba yüreğinde. İlk muştu, ilk heyecandır. Bir sevgi tomurcuğu filizlenir, kabına sığmaz, sonra dal budak açar bütün sevenlerin yüzüne pembe gülücükler saçar. İlk çığlık, ilk bakış, ilk gülüş, ilk kelime, emekleme, ilk düşüş, ilk yürüyüş silinmez kalemle yazılır ana-baba yüreğine. Hiçbir silginin gücü yetmez o anları silmeye.

Evlatlarım,

Çocuklar ana-baba için bir yük olmadığı gibi bir mülk de değildir. Sizler Allah’ın emanetisiniz bizlere. Vakti gelince açar, vakti gelince göçersiniz kendi yuvanıza.

O vakte kadar sizi bize emanet eden Allah, şüphesiz bazı sorumluluklarda yüklemiştir. Hiçbir şey sebepsiz yaratılmamış, kâinatta hiçbir varlık gayesiz, başıboş olarak bırakılmış değildir.

Öğrenmeyle başlayan bu hayat yolculuğu, ölene kadar her gün yeni bir şeyler öğrenerek devam eder. İlk emri “oku “olan bir dinin mensupları olarak, ömrümüzü okuyarak, öğrenerek ve tecrübelerimizi paylaşarak süslemeliyiz.

Evlatlarım,

Allah’ın yardımıyla okuyacaksınız. İlkokulu, ortaokulu, liseyi, üniversiteyi başarıyla bitirecek diplomalarınızı alacaksınız. Yalnız unutmayın ki okumak diploma almak değildir. Diploma sadece bir tavsiye mektubu hüviyetindedir. Bir diplomayla bir iş sahibi olabilirsiniz, kendi rızkınızı temin edebilirsiniz. Unutmayın ki milyarlarca insan; aç, sefil ve çaresizlik içinde yardım çığlıkları atıyor. Onları anlayabilen bir yüreğin, işitebilen kulağın, dertlerini çözebilecek bir dimağın olması okumaktan geçer, okuduğunu anlamaktan geçer.

Yalnız gözle değil vicdanınızla görmeye çalışın. Göz aldanabilir ama vicdan asla.

İyi iş, iyi yetişmiş insanın elinden çıkar. İşin ehli olmaya çalışın. Eğer Rabbim nasip eder bir gün toplumun geleceğini belirleyecek makamlara gelirseniz, sizin masanızın süsü kristal yazı takımı, deri koltuk, süslü duvarlar değil, hakkıyla yaptığınız işiniz olsun.

Evlatlarım,

Gününüzü üçe bölün. Bir bölümünü çalışın, bir bölümünü ailenize ayırın ve diğer bölümünü dinlenin ve uyuyun. Ancak fazla uykuda, fazla eğlence kadar zarar getirir. Biri tembelliğe diğeri felakete sürükler. Çalışmazsanız işinizden aşınızdan, ailenizle yeteri kadar ilgilenmezseniz yuvanızdan ve şerefinizden olursunuz. Lüzumsuz bilgisayar oyunlarıyla vaktinizi heba etmeyin.

Yapacağınız her işi önceden çok iyi düşünün. Hesapsız kazanan, programsız kaybeder. Kazancını ve harcamanızı dengeli tutun. Hesapsız harcama yapanın akıbeti pekiyi olmaz. Şeref kuşu uçarsa geri gelmez.  

Evlatlarım,

Kardeşler olarak birbirinize sıkı sıkı sarılın. Yüzünüzde güller açmasını hep dilerim. Ama hayat bazen istediğiniz gibi gitmeyebilir. El ele, sırt sırta verip bütün engelleri, sıkıntıları aşabilirsiniz. Sakın yarı yolda birbirinizi bırakmayın. Birbirinizin imtihanı olduğunuz unutmayın. Hayatta düşmekte var kalkmakta. Düşüp kalkmayan bir Allah’tır. Kalbi sınanır insanın, sınava tabi tutulur. Allah dağına göre kar verir. Kaldıramayacağınız bir yük sırtınıza yüklenmez. Merhametli olun. Merhamet müminin en büyük vasfıdır.

Evlatlarım,

Sakın haksız yere kimseyi incitmeyin, lüzumundan fazlada hiç kimseye iltifat etmeyin. Tevazu iyi şeydir fakat karşınızdakiler eğer şahsiyet yoksunu kişilerse davanızı kaybedersiniz. Tevuzuyu zayıflık olarak algılarlar. Lüzumsuz yere hiç kimseyle münakaşaya girmeyin. Münakaşanın galibi olmaz. Bir ipin iki ucundan çekilirse, ip ortadan kopar ve iki tarafında sırtı yere gelir. Edep süsüyle her kelimenizi bezetin. Kelebek çiçekle, kadın duvakla süsü tamamlanır. Yiğidin süsü edepli ve adaplı olmaktır.

Kimseyi kırmayın, eksiklikleri ile dalga geçmeyin. Gönül eri olun, insanların gönüllerini fethetmeye çalışın. Gönülden gönüle köprü olun. En büyük ve kalıcı fetih, gönüllere girmektir. Çok ve yalan konuşmayın. Az laf hoşa gider, çok laf boşa gider. Çok laf yalansız olur mu?

Evlatlarım,

Söyleyeceğim çok söz var ama dedik ya az konuşun öz konuşun diye. Uzun sözün kısası, uzakta da olsanız yakınımızda da olsanız ana-babalar duaları ile sarıp sarmalar çocuklarını. Ne kadar büyüseniz de hep onların o ilk muştusu, o ilk emekleyeni, ilk yürümeyi yeni öğreneni, okula gideni olarak kalırsınız hep.

Ben yavaş yavaş, adım adım toprağa daha bir sağlam basıyorum. Toprağın kokusunu iliklerime kadar hissediyorum. Nasıl olmasın? Topraktan geldik, toprağa gideceğiz. En doğrusu, sizi bize emanet eden Allah’a ben de sizi emanet ediyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun.