Tiyatro oyunu izlerken, oyunun yarısından sonra sahnede kendi yazdığı oyunu hayâl etmeye başlamasıyla birlikte yazmaya başlayan Zeynep Hilal Demirci, “Senaryo yazmadan evvel öykü yazıyordum. Okuya okuya yazmaya öykünüyor insan diyebilirim. Aslında senaryo yazmaya başlamamın hikâyesi fena değildir. 2018’in Şubat ayında arkadaşlarımla Üsküdar Stüdyo Sahne’de ‘Huzur’ oyununa gitmiştik. Oyunu şu an anlatmam gerekse muhtemelen anlatamam çünkü oyunun yarısında oyunu seyretmeyi bırakıp gözlerimi kapatmıştım. Kendi yazdığım bir öyküyü sahnede izlediğimi hayal etmiştim. İlk hayalimi orada kurdum yani, çok güzel hissetmiştim. Sonra o hissin peşinde giderken tiyatro oyunu yazmak, senaryo yazmak gibi şeyler doldu hayallerime. Hâlâ o sahnenin önünden geçerken şöyle bir bakar, aynı hayali kurarım” dedi.
AYNI HAYÂLİN PEŞİNDEYİZ
Aynı hayâli kurduğun insanlarla bir arada olmanın keyfinden bahseden Demirci, “Esenler Sinema Akademisi’nde öncelikle Yeşim Hoca, Abdülhamit Hoca, Ahmet Hoca ve Özgür Hoca gibi kıymetli hocalarla tanışma ve çalışma fırsatım oldu. Dönemin en güzel yerinde pandemiye yakalandık, dersleri hızlı bir şekilde online yapmaya başladık. Hatta bir ay boyunca her gün çeşitli kısa film yönetmenleri ile üç saati bulan zoom buluşmaları yaptık. Bu kadar çok kısa filmin yönetmeniyle bir araya gelmek, sorular sormak ve tecrübelerini dinlemek harika bir süreçti. Bununla beraber sınıftaki kişilerin de önemli olduğunu düşünüyorum, aynı hayâli kuran ve bunun uğruna çalışan insanlarla birlikte olmak güzel. Biz sınıfta güzel bir samimiyet yakaladık. Birbirimizi güzel destekledik, hâlâ da destekliyoruz. Örneğin geçtiğimiz ay bir gönüllülük projesinin tanıtım filminde ben yönetmenlik yaptım, Esenler Sinema Akademisi’nde tanıştığım Ergün (Aydoğan) abi görüntü yönetmenliği yaptı. Yanımıza akademiden ziyarete gelenler oldu. Gelemeyenler tebriklerini iletti. Kullandığımız ekipmanların birçoğunu akademiden aldık. Kısacası hem hocalar hem akademi hem de sınıf arkadaşları ile böyle ilişkilerin gelişmesi oldukça önemli, Esenler Sinema Akademisi bunu güzel sağlıyor” ifadelerini kullandı.
YAZARKEN ÖZGÜN OLMAK GEREKİYOR
Senaryo yazmaya yeni başlayanlara ‘çok izleyin’ tavsiyesinde bulunan Zeynep Hilal Demirci, ”Tavsiye verecek konumda mıyım bilemem ama beni motive eden, bana katkısı olduğuna inandığım şeyleri söyleyebilirim. Öncelikle çok izlemek, sonra yine çok izlemek en önemli noktalardan biri diye düşünüyorum. İzlediklerimiz üzerine düşünmek, konuşmak ve yazılanları çizilenleri okumak da işin en keyifli yanlarından biri bana kalırsa. Artık hem online hem yüz yüze çeşitli kurslar ve atölyeler oluyor. Hem Türkçe hem İngilizce çeşitli içeriklere ulaşmak da her an mümkün. Bu gibi kanallara başvurulabilir. Bunun yanında yarışmaları sıkı bir şekilde takip etmek önemli. Bir yarışmanın çeşitli kriterleri olması insanın yaratıcılığını besliyor. Başta belli bir konu üzerine yazmanız gerekiyor, özgün olmanız gerekiyor. Sonra bir yarışma için bir sayfa yazmanız gerekirken diğer bir yarışma için on beş sayfa yazmanız gerekiyor. Birinde diyaloglar üzerinden akışı sağlarken diğerinde diyalogsuz deniyorsunuz. Tüm bunları yaparken kendinize bol bol “nasıl?” sorusunu soruyorsunuz, haliyle gelişiyorsunuz da. İnsan daha da motive oluyor. Jürideki senaristlere, sinema yazarlarına senaryonuzu okutmak da cabası. Son önerim ise iyi arkadaşlar edinmek. Senaryonuz sadece fikir aşamasındayken ya da bitmişken ama o acabalar kafanızda daima dolaşırken okutup yorum alabileceğiniz birileri olması çok önemli. Bir senaryoyu bitirdiğinizde sevincinizi, bir yarışmanın heyecanını paylaşmak da epey motive ediyor insanı. Ayrıca yazarken Ahmet Hamdi Tanpınar ve Feyyaz Kayacan’dan etkileniyorum. Ahmet Uluçay’ı da çok severim, onun yeri ayrıdır bende” şeklinde konuştu.
BİR YILDA 4 ÖDÜL!
21 yaşındaki genç senarist, bir yıl içinde; ÖĞDER 9. Kısa Film Senaryo Yarışması, SETEM 2. “Benim Eserim” Kısa Film Senaryo Yarışması, TİHEK – Kısa Film ve Senaryo Yarışması ve Bornova Belediyesi’nden 4 ödüle lâyık görüldü.