Bağımlılıkların kölesi olmuş bir nesil
Sorgulamayan, tepki vermeyen, düşünmeyen, üretmeyen, okumayan dijital düzenin esiri olmuş bir gençlik.
Sanal dünyadaki, sanal başarıların, hormonlu mutlulukların girdabına düşmüş bir gençlik.
Toplumdan kendini soyutlamış, dijital oyunlarla evlenmiş, tik tokla nikâh kıymış, instagramla yatağa girmiş bir gençlik.
Sanal bahis, sanal kazanç, sanal ticaret, sanal arkadaş, sanal ilişki, bitcoin, yat koyun gibi sanal hayat yaşan bir gençlik.
Dünyaya, ülkesine, vatanına, milletine, ailesine ve dahi geleceğine dair herhangi ayağı yere basan bir fikri olmayan, doğruyla yanlışı ayıramayan zihni iğdiş edilmiş bir gençlik
Hiçbir şeye değer vermeyen, hiçbir şeye anlam atfetmeyen, hayatın anlamını kavrayamayan, yönünü ve yolunu tayin etme melekelerini kaybetmiş bir gençlik.
Hayatı internette sörf yapar gibi yaşayan, bedeni bir yerde ruhu başka bir yerde gezinen, kutsalı olmayan, kalıplaşmış kelimelerin, robotik gülüşlerin, anlamsız bakışların ardındaki sanal bir gençlik…
Bugün, bu davranış kalıplarına hapsedilmiş bir gençlikle hemen hemen her ana -baba ve toplum tanıştı ve yüzleşiyor. Bu sınav bugüne kadar verdiğimiz sınavların hiç birine benzemiyor. Çok zor bir sınavla karşı karşıyayız. Bu sınavı geçemeyen çoğu ana –baba bedelini ya canıyla ya malıyla ödemek zorunda kalıyor. Gencecik insanlar ana-babalarını katlediyor, toplumda huzursuzluk çıkarıyor, kendi canına zarar veriyor.Kültürümüzde dün “ana-babaya el kalkmaz” “laf çevrilmez” düşüncesi hâkim iken. Artık ana-babanın böğrüne bıçak saplanır oldu. Küfürler havada uçuşuyor…
Bu konuda batı toplumlarında çoktan alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Şimdi o ziller bizim içinde aralıksız çalmaya başladı.
Uluslararası büyük güçlerin, sermaye şirketlerinin insanı, “Allaha inanan değil, kendine tapınan bir varlık “ olarak topluma sunan ve büyük bir ölçüde kabul gören projesinin sonuçlarının yansımalarını her ailede görüyoruz.
Bu proje temelde, Allaha inanmayan, vicdanları körelmiş, bedenleri çürümüş, ruhları satılmış, cepleri boşaltılmış, hayatı bir kumar ve oyun olarak gören, aileleri dağıtılmış ben merkezli, suç işleyen, anlık tatmin duygularının esiri olmuş, kulakları kapalı, dili uzun, bağımlı bir gençlik. Ne yazık ki büyük ölçüde başarılıda oldular.
Bugün bu konuya çok derin ve çok yönlü olarak eğilmezsek yarın çok geç olabilir.



