Dayı, bana bir türkü söyle
Bazen insan; varlık içinde darlık yaşar. Kalbi sıkışır, ruhu daralır. Kalabalıklar arasında yalnızlığın, kimsesizliğinhissiyatıyla kuşatılır. Titrek kelimelerle, ürkek bakışlarla, soluk ve mahzun gülüşlerle zoraki nefes alır, yaşamın ucundan emaneten tutunur.
Bu gece; sokağın kuytu köşesinde, karanlıkta kalmış kimsesiz bir çocuk gibi öylesine ürkek, öylesine mahzun ve öylesine yalnızım. Dayı bana bir türkü söyle, biraz efkârlı, biraz neşeli olsun. İçinde, beni hayata bağlayacak biraz teselli olsun. Varlığımı anlamlandıracak bir ses, bir nefes, bir can olsun. Yalnızlığıma bir sırdaş olsun. Dayı; bana bir türkü söyle;
“Gurbet elde baş yastığa gelende
Gayet yaman olur işi garibin
Gelen olmaz, giden olmaz yanına
Sızılar, toprağı daşı garibin”
Dayı, bu gece çok yalnızım hem çaresizim. Benim gür sesle çığıramadığım ağıtlarımı, keder yumağı haline gelmiş düş kırıklıklarımı, içimi yakan ateşin dumanını, bir türkünün nağmeleriyle işiten gönüllere salacağım bir şifasöyle. Sazın teline dokunan tezenenin diliyle, kavala yüreğini boşaltan çobanın nefesiyle, gönüllere şifa veren o yanık sesinle bana bir türkü söyle.
Bu yoldan çoklar gider
Aç gelir toklar gider
Sinemi kalkan ettim
Her gelen oklar gider
Ok yedim yaram sızlar
İnsafsızdır avcılar.
Dayı; bu dünyanın gamı gaseveti çöktü üzerimize, bir değirmen taşı gibi bizi gün be gün öğütüyor. Halden anlamayan eşten ve dosttan, bir türlü gerçekleşmeyen düşten bizarım. İnsana hürmetimiz azalıyor, kınadıklarımıza benziyoruz gittikçe. Dayanamıyorum insan suretindeki maymunların hokkabazlıklarına. Akrabanın kem sözünden, yalancı dostların sahte yüzünden bizarım. Göz, gözü görmüyor, göz öze nazar etmiyor. Sözler en ufak bir esintiyle boşluğa süzülürken, gözler maddeyle kesişiyor. Dayı bana bir türkü söyle;
Bu haber ne haberdir
Sinem gabar gabardır
Bir yanım kurt kuş yemiş
Bir yanım bihaberdir.
Bu dayım ne ilginç adam. Ben diyorum gecenin içinde kaybolmuşum, yolumu kaybetmişim bana efkârlı bir türkü söyle. O diyor;
“Istırabın sonu yok sanma, bu âlemde geçer
Ömr-i fani gibidir, günde geçer, demde geçer
Gam karar eyleyemez hande-i hurrem de geçer
Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer
Gece gündüz yok olur, an-ı dem âdem de geçer”.