turancevik @ gmail.com

Dayı, bana bir türkü söyle

Bazen insan; varlık içinde darlık yaşar. Kalbi sıkışır, ruhu daralır. Kalabalıklar arasında yalnızlığın, kimsesizliğinhissiyatıyla kuşatılır. Titrek kelimelerle, ürkek bakışlarla, soluk ve mahzun gülüşlerle zoraki nefes alır, yaşamın ucundan emaneten tutunur.

Bu gece; sokağın kuytu köşesinde, karanlıkta kalmış kimsesiz bir çocuk gibi öylesine ürkek, öylesine mahzun ve öylesine yalnızım. Dayı bana bir türkü söyle, biraz efkârlı, biraz neşeli olsun. İçinde, beni hayata bağlayacak biraz teselli olsun. Varlığımı anlamlandıracak bir ses, bir nefes, bir can olsun. Yalnızlığıma bir sırdaş olsun. Dayı; bana bir türkü söyle;

“Gurbet elde baş yastığa gelende

Gayet yaman olur işi garibin

Gelen olmaz, giden olmaz yanına

Sızılar, toprağı daşı garibin”

Dayı, bu gece çok yalnızım hem çaresizim. Benim gür sesle çığıramadığım ağıtlarımı, keder yumağı haline gelmiş düş kırıklıklarımı, içimi yakan ateşin dumanını, bir türkünün nağmeleriyle işiten gönüllere salacağım bir şifasöyle. Sazın teline dokunan tezenenin diliyle, kavala yüreğini boşaltan çobanın nefesiyle, gönüllere şifa veren o yanık sesinle bana bir türkü söyle.

Bu yoldan çoklar gider

Aç gelir toklar gider

Sinemi kalkan ettim

Her gelen oklar gider

Ok yedim yaram sızlar

İnsafsızdır avcılar.

Dayı; bu dünyanın gamı gaseveti çöktü üzerimize, bir değirmen taşı gibi bizi gün be gün öğütüyor. Halden anlamayan eşten ve dosttan, bir türlü gerçekleşmeyen düşten bizarım. İnsana hürmetimiz azalıyor, kınadıklarımıza benziyoruz gittikçe. Dayanamıyorum insan suretindeki maymunların hokkabazlıklarına. Akrabanın kem sözünden, yalancı dostların sahte yüzünden bizarım. Göz, gözü görmüyor, göz öze nazar etmiyor. Sözler en ufak bir esintiyle boşluğa süzülürken, gözler maddeyle kesişiyor. Dayı bana bir türkü söyle;

Bu haber ne haberdir

Sinem gabar gabardır

Bir yanım kurt kuş yemiş

Bir yanım bihaberdir.

Bu dayım ne ilginç adam. Ben diyorum gecenin içinde kaybolmuşum, yolumu kaybetmişim bana efkârlı bir türkü söyle. O diyor;

“Istırabın sonu yok sanma, bu âlemde geçer

Ömr-i fani gibidir, günde geçer, demde geçer

Gam karar eyleyemez hande-i hurrem de geçer

Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer

Gece gündüz yok olur, an-ı dem âdem de geçer”.