İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Mevlana'nın ölümünün 747'nci yıl dönümü dolayısıyla Evrensel Mevlana Âşıkları Vakfı ile birlikte 17 Aralık gecesi Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlediği Şeb-i Arus töreni düzenledi. Ancak düzenlenen etkinlikte peş peşe skandallara imza atıldı. Törende Mevlevi ayini olarak bilinen zikir kadın ve erkek semazenler tarafından birlikte icra edilmesinin yanı sıra İBB yönetimi Kur'an-ı Kerim tilavetini de Türkçe olarak gerçekleştirdi.

şeb-i Arus programında Türkçe Kuran okunmasıyla başlayan tartışmalara Diyanet İşleri Başkanlığından cevap gecikmedi. Diyanet, Kuran'ın tercümelerinin Kuran hükmünde olmadığını ve bu tercümeleri Kuran olarak isimlendirilmesinin de caiz olmadığını belirtti.

Açıklamada Türkçe Kur'an'a dair, "Kur’an’ın tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslâm alimleri görüş birliği içindedir. Yüce Rabbimizin öğütleri ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla, Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirlerini okumak gerekli olmakla birlikte okunan bu tercümelerin Kur’an olarak isimlendirilmesi caiz olmadığı gibi mealin Kur’an yerine okunması da doğru değildir. İbadet olarak okunduğunda Kur’an aslî lafızlarıyla okunmalıdır. Kur’an’ın meal, tercüme ve tefsirlerini okumanın hükmü başka, bu tercümeleri Kur’an yerine koymanın ve Kur’an hükmünde tutmanın hükmü ise bambaşkadır" denildi.

"EZANIN BAŞKA DİLDE OKUNMASI CAİZ DEĞİLDİR!"

Türkçe ezana dair ise "Ezanın aslî halinin dışında herhangi bir dil ile okunacak çağrının, İslâm âlimleri ve dünya Müslümanları nezdinde ezan olarak itibarının olmadığı muhakkaktır. Nitekim İslâm alimleri Arapça dışında okunacak bir çağrının ezan olarak nitelenemeyeceğini, örneğin Farsça olarak okunacak sözlerin ezan olarak sahih olmadığını belirtmişlerdir. Ezanın özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir gelenek ve ittifak söz konusudur. Ezan, İslâm’ın şiarı ve namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması, ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki, bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla yani Arapça olarak okunmasıyla gerçekleşir. Bu itibarla ezanın asli şekli dışında başka bir dille okunması caiz değildir" ifadeleri yer aldı.