Nur Haktan’ın sunumuyla ekranlara gelen ‘Esenler’de Ramazan programına geçtiğimiz akşam sanatçı Aykut Kuışkaya misafir oldu. Sanat yaşamından günümüz müzik dünyasına, Yunus Emre’de Necip Fazıl’a ilişkin görüşlerini paylaşan Kuşkaya, programda pek çok eser icra etti.

AYRI BİR TAT VAR

Yunus Emre’nin halktan biri olduğunu dile getiren Kuşkaya, “Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi o bizim Yunus. Bizi biz yapan ne varsa bunun büyük bir paydasıYunus Emre’dir. Yunus’ta ayrı bir tat var, ayrı bir lezzet var. 700 yıldır bu yana yazdığı tüm sözler hala hepimizin anlayacağı sadelikte. Belki de bu yüzden onun yeri bizde ayrı. 2021 yılı, Yunus Emre ve Türkçe yılı. Yunus’un eserleriyle, idealiyle buluşmak için güzel bir yıl” şeklinde konuştu.

YAŞANANLARA KAYITSIZ KALAMADIK

Müziğin ve sanatın ruha hitap eden bir yönü olduğunu söyleyen Kuşkaya, şunları dile getirdi: “Müziğin de sanatın da bir matematiği var ama her ikisinin de tamamen ruha hitap eden bir yönü var. Bir acının yankısı, bir hüznün burukluğuyla üretilen eserler kalıcı oluyor. Ezgi dünyamıza söz katan, beste katan sanatçılarımızın hiçbiri sırça saraylarda oturup bunları üretmedi.Yaşanan belli şeyler vardı. Biz de bunlara kayıtsız kalamadık ve çaldık, söyledik. Bu eserlerin gönle hitap eden bir tarafı varsa alıcısı oluyor. Yoksa sönüp gidiyorlar” dedi.

YÜREK SIZISINDAN DÖKÜLEN ESERLER

Geçmişte üretilen eserlerin günümüzde hala etkili olduğunu sözlerine ekleyen Kuşkaya, “Bu eserler bir yürek sızısıyla, sancıyla ve kalbe değen bir kırbaçla yazılmış şeylerdi. Günümüzde bir etkisi varsa bu yüzdendir. Örneğin 15 Temmuz darbe girişiminde çok karanlık gece yaşadık. Bu acıyı kimi resme, kimi söze, kimi ise tuvale döktü. Geleceğe kalacak şeyler bunlar” ifadelerini kullandı.