Cumhurbaşkanı'nın konuşmasındaki başlıklar ise şu şekilde;
"1000 yıldır milletimizin bekası, vatanımızın bütünlüğü için bu toprakları teriyle, kanıyla ıslatmış tüm ecdadı yad ediyorum. Ülkemize şehitler ve gaziler kazandıran anneleri ve babaları selamlıyorum. Bu uğurda kimi eşlerini, babalarını, kardeşlerini, arkadaşlarını kaybeden vatandaşlarıma saygılarımı iletiyorum.
Bu millet topyekun gazi bir millettir. Bu topraklar böyle bir toprak, bu topraklarda boşluk yok; şehitlerimizin, gazilerimizin kanı var. Biz Alparslan ile başladık, Osman Gazi ile yürüdük, Gazi Mustafa Kemal ile Cumhuriyeti inşa ettik. Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz. Kriz, mriz sakın inanmayın bunlar manipülasyondur. Güçlenerek geleceğe yürüyoruz. Öyle AVM'lerde şurada burada manipülasyon yapanlara aldanmayın. Bu ülkede Dolar ile Euro ile kira mira yok. Bundan sonra Türk Lirası geçer. Aksi takdirde bunun bedelini öderler. Burası Türkiye, ABD değil. Burada Türk Lirası'nın hükmü vardır. Türk Lirası ile mağazanı kiraya verirsin alışverişini yaparsın.
Cudi'de, Gabar'da, Afrin'de, Cerablus'ta... Kandil de, Sincar da böyle oldu, böyle olacak. Teröristlerin hain saldırıları karşısında vakur bir duruş sergileyen halkımız, hainlerin emellerine ulaşmasına izin vermemiştir. 15 Temmuz'da sadece telefondan sizlere 'Hadi meydanlara' dedik. Milyonlar meydanlara döküldü. Ne olacak diye düşünmediler, bayrak, millet dediler, F16'lara tanklara toplara karşı... 16 saatte bu millet o FETÖ denen alçak, hain terör örgütüne karşı zaferle kucaklaştı.
Bu millet bu destanı Çanakkale'de de yazdı. Bütün dünya karşısındaydı ama bizim Mehmedimiz Gazi Mustafa Kemal'le Çanakkale'de, Kocatepe'deydi. 15 Temmuz şehitlerimize, gazilerimize en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Böyle bir milletin evladı olmaktan iftihar ettiğimi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıkları karşısında devlet olarak bize düşen, emanetlerine sahip çıkmaktır. Biz zaten sizin emanetçisiyiz. Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize verilecek hizmetleri en iyi şekilde yürütmek için gerekli birimleri kurduk. Devletimizin sağladığı imkanlar bir vefa göstergesidir. Asıl olan Rabbimizin katında ve milletimizin gönlünde sahip olunan makamlardır.
Devletlerin ve milletlerin tarihteki uzun yolculuklarında önemli dönüm noktaları vardır. Malazgirt, Söğüt, İstanbul'un Fethi, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı bir dönüm noktasıdır. Son yıllarda yaşadığımız hadiselerin böyle bir dönüm noktası mahiyetinde olduğuna inanıyorum.
Türkiye karanlık bir meçhule doğru itilmeye çalışılmıştır. Türkiye kendisine başka bir istikamet çizmiştir. Bir kapı kapanır, Allah başka yerden farklı kapılar açar. Bu yeni sürecin de sancıları var. Her kutlu doğum sancılı olur. Şehitlerimizin ardından ağladık, gazilerimizin acılarını paylaştık. Kimi zaman dost bildiklerimizin ihanetlerinin şaşkınlığıyla etrafımıza bakındık. Hiçbir zaman yeise kapılmadık. Umudumuzu kaybetmedik, mücadeleden vazgeçmedik. Biz sabrettikçe, mücadele ettikçe gördük ki arkamızda sadece milletimizin değil, yüz milyonlarca kardeşimizin desteği ve duası var.
Sayın Savunma Bakanımız, Sayın Putin ile Soçi'de yaptığımız görüşmelerde, İdlib'deki barış görüşmelerini nasıl başlattığımızı ifade etti. 12 madde sıralandı, imzalar atıldı. Bu sınırlarımızın ötesinde bir barışa adımdır. Ayağımıza sıkılan kurşunların nasıl sekip sahiplerini bulduklarını gördük. Bize kurulan tuzakların nasıl faillerini bulduklarına şahit olduk.
Türkiye olarak Allah'ın ve tarihin bize yükledikleri sorumlulukları üstlendikçe hep aydınlandık. Buna karşı kafalarında kırk tilki dolaştıranların nasıl hüsrana uğradıklarını gördük. Türkiye 20 yıl önceki Türkiye'den daha zengin, daha etkilidir. Yarınki Türkiye daha güçlü, daha iddialı olacaktır.