Ah! O yalnızlık türküleri gözlerinde mi çalar.
Birer şirpençe gibi düştü gözbebeklerin
Umutların asılı, yas tutmuş kirpiklerin
Hangi hüthüt kuşları melal getirdi sana
İndirme kaşlarını tutuşmasın saçların
Kavrulmuş gözlerinde ateşten ırmak yanar.
Ah! O yalnızlık türküleri, yüreğinde mi çalar
Zifiri siluet gibi çöktü gözbebeklerin
Bu bir cefa derbendi, fetret bakışlarının
Hangi kukumav kuşu, kahır getirdi sana
Ağlama çaresizlik ruhuna yamanmasın
Fersiz yüreğinde, soğuktan dünyan donar.
Ah ! O yalnızlık türküleri, umutsuzluk mu çalar
Kasvetli bir taş gibi donuk gözbebeklerin
Tarumar olmuş hayal, biçare gülüşlerin
Hangi guguk kuşları, hazan getirdi sana
Efkârlanma, umutsuzluk yakana yapışmasın
Avare gözlerinde, mehtabın dünden söner
Ah! O yalnızlık türküleri, boğazında mı çalar
Kahır yüklenmiş gibi boğuk hıçkırıkların
Lal olmuş dillerin, düğümlenmiş sözlerin
Hangi İshak kuşları, korku getirdi sana
Ürkütme yüreğini, kararmasın düşlerin
Kalbin zindanlarında, aşkın zehire döner.