Dilin lal, gözün kör vicdanların iğdiş olduğu günlerden geçiyoruz.
Yunanistan açıklarında geçen hafta göçmenleri taşıyan teknenin batması veya batırılması sonucu şuana kadar 81 kişinin cesedine ulaşıldı ve yüzlerce insan kayıp. Bu yüzyılda, bütün dünyanın gözü önünde büyük bir dram yaşanıyor. Dilin lal, gözün kör olduğu günlerde yaşıyoruz. Vicdanlar nasırlaşmış. Gereği kadar ne görsel medyada, ne yazılı medyada yer almıyor. Başkalarının acılarına uzaktan bakmanın konforunu yaşıyoruz.
İnsanlık can çekişiyor. Bu korkunç hadisenin vuku bulduğu günden beri, ne bir çığlık, ne bir inilti, ne bir merhamet kırıntıları bir yol bulup vicdanlara sirayet edemedi. Bu vurdumduymazlığı gördükçe gelecek adına, çocuklarımız adına içimi bir karamsarlık kaplıyor. Biz ne ara bu kadar merhametten yoksun bir yaratık haline dönüştük. Kalbi olan, vicdanı olan bir insan bu acıyı sırtlanamaz. Ayaklarımızın altındaki toprak kayar, zemin bizi taşımaz. Yaşama anlamımız manasızlaşır, yersiz yurtsuz ve yönsüz kalırız. Bir fırtına eser alabora oluruz. Dünya yaşanılır olmaktan çıkar. Herkes için güvensiz hale gelir.
Yüce Allah hepimizi insan olarak yaratmış ama sanki bir kısmımız imtiyazlı insan olarak yaşamaya memur kılınmışız gibi bir haleti ruhi yenin cazibesine kaptırmışız kendimizi.
Gemisini kurtaranın kaptan sayıldığı bir devirden geçiyoruz. Herkes her hal ve şartta kendi çıkarını düşünüyor. Buradan yola çıkınca, her türlü gayri ahlakı davranışlardan kimse kendini alıkoymuyor. Ne pahasına olursa olsun hep kazanmak ve daha fazla kazanmak.
Yaşamak, hayata tutunmak, varlığını sürdürebilmek, mazlumlar için, yoksullar için, mağdurlar için, düşkünler için, çocuklar için her gün yaşamla ölüm arasında gidip gelen bir sınav haline büründü.
Evinden, yurdundan edilen, açlıkla ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışılan, bombalar altında can veren milyonlarca insanın dramı vicdanı körleşmiş bir dünyada film tadında sadece izleniyor. İnsanların karnını doyuracak, kafasını güvenle sokabileceği bir güvenli liman bulabilmeleri için bildikleri tek yol kaçmak. Kaçarken yollarda telef olmaları, denizlerde boğulmaları, ölümleri, öldürülmeleri modern dünyanın vicdanı köreltilmiş insanları için ne yazık ki bir drama filminin aksiyon sahnelerinden öteye bir anlam taşımıyor.
Kimse bu filmin hikâyesiyle ilgilenmiyor. Kimse bu filmin hikâyesinde ki adaletsizliklerle kafa yormuyor. Kimse bu hikâyenin kahraman kurbanlarını anlamaya çalışmıyor. Kimse bu hikâyenin kurbanları için bir damla gözyaşı akıtmaya dahi razı gelmiyor. Kimse arkalarından, ya da bulunabilirse mezarlarının başında yarım sesle bile olsa ağıt yakmaya yanaşmıyor. Yaşamları gibi ölümleri de sahipsiz ve bu hikâyeler hep anonim.
Yesinler sizin insanlığınızı. Umarım bir gün size de, sizin yaptığınız gibi bir insanlıkla muamele eden olur. Dili lal, gözü kör, vicdanı iğdiş edilmiş bir insanlık.