ugurgencer4134 @ gmail.com

Sonucunu yüzde hesapları bile yapmaya ihtiyaç duymadan tahmin ettiğim, dost meclislerinde ise sürekli ifade ettiğim gibi 24.Haziran Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği Seçimi hakkında yanılmadım. Dikkat ederseniz diğer yazılarımda da yüzde hesaplarına ve tur hesaplarına rastlamanız mümkün değildir. Nedeni ise nankörlük edenler olsa da önce bizim Milletimizin her şeyi görmesine ve vefasına güvenim tamdı. Sonra toplum içinde herkesimle irtibatta olmamdan kaynaklı yılların tecrübesi vardı. Bizim Milletimizin oy kullanırken tek başına perde arkasında vicdanıyla baş başa kaldığında milletvekili seçiminde belki farklı oy kullansa da ülkesi için mühürü basacağı lideri elbette yine Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildi.

Bu düşüncelerimi polemik yaşanma, kalp kırılma merkezi olan yeri geldiğinde klavye başından sözlü olarak savaş alanına dönen “sosyal medya” üzerinden de bugüne kadar paylaşmaya ihtiyaç duymadım bundan sonrada duymayacağım. Hayatta en zor iş sabit fikirli insanları ikna etmektir. İşi gücü olmayanlar gibi benim gün boyu sosyal medya üzerinden yorumlara cevap vermek için ne ayıracak vaktim var nede buna ihtiyacım var. Sosyal medya hesaplarıma bile bakacak olursanız canlı yayında da paylaştığım gibi sadece “24 Haziran seçim sonuçları Ülkemize ve Milletimize hayırlı olsun. Allah Devletimize zeval vermesin.” Açıklamasında bulundum.   

Seçim sonuçlarını tahminlerime güvendiğimden dolayı özellikle İstanbul Üsküdar’da keyifle takip ederken, coşkulu kutlamaların başlamasıyla bizlerde trafik yoğun olsa da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’nın ilk konuşmasını yapacağı yer, Tarabya Huber Köşkü önüne gitmeye karar verdik. Ancak Huber Köşkü önünde iğne atsan düşmeyecek bir kalabalık genci, yaşlısı adeta sevgi gösterileri yaşanıyordu. Gecenin bir yarısı gösterilen bu sevginin adı tam olarak ekranlardan anlaşılamayacağı gibi sözlüde ifade edilemez. Sadece yaşanırdı.

Elbette Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü önünde gördüğüm bu yoğunluk ekranlardan gördüğümüz gibi Türkiye genelinde, Üsküdar Kısıklı ve özellikle balkon konuşması yapılacağı Ak Parti Genel Merkezi önünde de coşkuyla yaşanıyordu. Ertesi gün mesai olmasına rağmen bu millet gönülden sevdiği liderinin balkon konuşması yapmasını sokaklarda, parti binalarının önlerinde ellerinde bayraklarla bekliyor, yollarda konvoylardan sevinç çığlıkları atılıyordu.  

Tarihte en yoğun katılım olan bu seçimde engelli ve ihtiyarların bile özellikle oy kullanmak için verdikleri mücadelelerine bizzat şahit oldum. Bunun en yakın örneği bizim Ayşe teyzemizdi. Oy kullanmak için giderken ve oyunu kullandıktan sonra yüzündeki o mutluluk adeta görmeye değerdi.

Kısacası oy kullanmak için genci, yaşlısının can attığı bir seçimi geride bıraktık. Seçim öncesi 22.Haziran tarihli İstanbul ve Kocaeli bölgesinde paylaştığım köşe yazımda “Söylemler fiyasko geçmişten günümüze bakıp iktidarın 16 yılını iyi değerlendirip muhalefetin söylemleriyle gerçeği görmek gerek! Sabit fikirli olup benim yedi sülalem geçmişten beri bu partiye oy veriyor, bende aynı partiye oy vereceğim demekte körü körüne yanlışa sürüklenmektir. Bu millet yapılan hizmetleri, eksikleri görüp sandığa giderken son bir kez daha değerlendirir.” demiştim. Bizim geçmişini unutmayan vefalı Milletimiz sandık başında geride kalan 16 yılı unutmadığı gibi körü körüne kimsenin etkisi altında kalmadan gerçeği görerek oyunu kullandı. 

Tekrar altını çizerek belirtiyorum. Milletimizin kararı olan seçim sonuçları Ülkemiz için Milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. Allah Devletimize ve Milletimize zeval vermesin.

İstanbul’da seçimin mutluluğunu Cumhurbaşkanımıza unutturan ve konuşmasını yarıda keserek Maslak Acıbadem Hastanesi'ne ziyarete gitmesine neden olan Huber Köşkü girişinde görünmez bir kaza sonucu ayağı bariyere sıkışarak yaralanan kardeşimize Allah’tan şifa ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.