info @ istanbulungazetesi.com

SADAKAT'IN ÖLÇÜSÜ...!

84 lü yılldan bir gündü, Maltepeden Tuzlaya planlama müdür yardımcısı olduğum Fabrikaya arabamla ise giderken, Guzelyali E-5 guzergahin da bugünkü Hekim Holding iş merkezinin tam önünde yayaya geçiş yasağı olan yerde bir yaya aniden yola fırladı çok ani ve zor bir manevrayla yayayi geçtim ve Sol tarafıma baktığımda Nurhani yüzlü 80 li yaşlarda amcanın cama yüzünün yaslandığını ve benimle göz göze geldiği anı yaşadım.. Elindeki pazar arabasının bastonu dikiz aynasına geçmiş o heyecanla sıkı sıkı tutmuş benimle birlikte adeta surükleniyordu.

Yavaş yavaş frene basıyor amcanın yolun sağına geçmesini istiyordum. Başaramadım sol dikiz aynam koptu ve amca yuvarlanmaya başladı hemen sağa çekip amcaya koştum, Allahtan yoldan geçen diğer araçların görüş mesafesi uzundu trafik kazasız belasız durmuştu. Vatandaşların yardımı ile amcayı arabama koyduk , yanıma olaya şahit bir vatandaş daha bindi. Maltepeden abimi aldım Haydarpaşa numune hastanesine hacı amcayı götürmek üzere yola koyulduk. Dikiz aynasından baktığımda abimin gözleri yaşlıydı, amcaya bakıyordu. Ben ise hafif bir ezilme oldu diye daha sakin görünmeye gayret ediyordum . Çünkü hacı amca sürekli tefekkür halindeydi *Allahim sana şükürler olsun , beni unutmamissin* diyerek dualar ediyordu. Abimin bu durumdan dolayı duygulandıgıni düşünmüştüm. Hastaneye geldik acilen hacı amcayı aldılar birde ne görüyüm kaval kemiği derinin dışına çıkmıştı. Abim görmüş heyecan yapmiyim diye bana hissetirmemisti.
Bende kendimce amcaya bak her halde hafızası gitti , kemik dışarı çıkmış o hala Allaha kendisini unutmadıgi için Allaha teşekkür ediyor diye içten içe yorum yapıyordum.

O zamanlar Cumaya giden , Ramazanda oruç tutan, Bayram ve Cuma namazlarını kılan geleneksel olarak yarım yamalak ibadetlerini yapan bir genctim.
Hacı amcayla baba oğul gibi olmuştuk.
Bir gün dayanamadım sordum "Hacım seksen yaşında başına gelen o haline rağmen neden ALLAHA ŞÜKREDİP durdun, bu durum musibet değilde nedir"

O anda hayata bakış açımı değiştiren ilahi ifadeleri duymuştum.
*Bak oğlum kendimi bildim bileli namaz'larımı aksatmadan kılarım. Zekatımı ziyadesiyle veririm, orucumu kesintisiz tutarım, İmkanım olduğu için Hacca bir kaç defa gittim, Kurbanımı keserim , kimsenin gıybetini yapmam , dedikoduyu sevmem , haram yemem, Bugüne kadar hiç sıkıntı yaşamadım, Saliha bir eşim hayırlı evladım başımı sokacak huzurlu hanem, helal ve bereketli rızkım oldu, kısaca Yüce rabbim ne istediysem verdi. Yıllarca Rabbimden sıkıntı vermesini istedim , çünkü sadakatimin istediklerimi vermesindenmi olduğu şüphesini içimde hep yaşadım. İşte seni o görevlendirdi benim yanımdan geçtiğini görüp yola atladım. Bana seni geçti gösterene kurban olayım, DUAm o gün kabul oldu. Hamdolsun sadakatimi ızdirap çekerken gösterdim, sende buna şahit oldun degilmi oğlum*
o gün benim için dönüş olmuştu, SADAKAT lafının büyüklüğünü önemini öğrenmiştim...

tevafuk olan ise yıllar sonra Fabrikami kurduğumda hacı amcayla karşılaştığım asfaltın tam karşısındaki bir arsayı satın almam için bana getirmişlerdi.
Satın almak nasip oldu hayata bakış açımın değiştiği yere iş merkezimi yapmıştım. Odamdan yola her baktığım zamanda hacı amcayı ve yaşadıklarımızı bire bir hatırlıyordum.

Bugün CUMA aksami içimden bu hatirami paylaşmak geldi. Unutmayalım bazı zorluklar ve zahmetler karşısında sabreden insanları görürseniz sakın şaşırmayın muhakkakki inandığı değerlere karşı sadakatinin sabrını TEFEKKÜR ederek gösteriyordur.

Hacım ve bütün ölmüslerimizin ruhlarını şad edenlerden olalım inşallah.

Cumanın Rahmet ve bereketi üzerimize olsun.