ugurgencer4134 @ gmail.com

Nedir bu sosyal medya da yaşını başını almış insanların öfke dolu paylaşımları,

"Tamam" ve "Devam" tartışmaları bir şey değiştirmeyeceği gibi insanlığı zedeleyip, hepimizi ayrıştırıyor.  

Toplumun sinirlerini zıplatıyor. 

Klavye başında külhanbeylik bugüne kadar kimseye bir şey kazandırmadığı gibi bundan sonrada kazandırmaz. 

Her zaman olduğu gibi hiç şüphesiz “her yiğidin gönlünde bir aslan yatar.”

Herkesin tuttuğu bir takımı, sevdiği bir lideri, dinlediği bir sanatçı, sevdiği bir oyuncu ve 24.Haziran'da da kullanacağı bir oyu vardır. 

Zevkler ve renkler asla tartışılmaz.

İnsanlar zevklerine ve renklerine göre kesinlikle kıyaslanmaz. 

Tek tuşla yapılan paylaşımlar içeriği ne olursa olsun kimsenin verileceği kararı da değiştirmez.

Öfke, şiddet dolu paylaşımlar aldı başını gidiyor.

Kalpler kırılıyor, dostluklar zedeleniyor.

Paylaşımlar altına enteresan yorumlar yazılıp, altına suç unsuru oluşturacak bilinçsizce yorumlar, sonu düşünülmeden yazılıyor buna zerre kadar dikkat edilmiyor. 

Tahrikler çoğalıyor, tahrikçiler artıyor, fırsatçılar sosyal medya saflarında kol geziyor. 

İyi ki günümüzde bir sosyal medya var. Ya olmasaydı ne olurdu açıkçası çok merak ediyorum? 

Her vatandaş özgür iradesiyle oyunu sandıkta kullanacaktır. 

Baskı, şiddet, karalama çanak çömlek oyunları,

Ali Cengiz oyunları, fitne, çekememezlik aldı başını gidiyor.

Bu soluksuz yarış insanları hem kırıyor, hem de derinden üzüyor.

Toplumun geldiği nokta maalesef sosyal medyada hepimizi şaşırtıyor. 

24.Haziran gelip geçecek hak edenler, Ankara'ya yol alıp gidecek.

İçinde bulunduğumuz bu hassas günlerde özellikle sosyal medyada insanlıktan çıkarcasına davranarak kalp kırmaya değmez.

Milletvekili sosyal medyada sponsor reklamıyla, takipçi arttırmakla, fazla beğenilmekle, kahve gezmekle, dernekleri turlamakla bugüne kadar çalınmayan kapıları çalmakla olunmaz.

İktidar sosyal medyadan, hiddet ve şiddet içerikli paylaşımlarla değil İktidar sadece ve sadece sandıktan çıkar.

Boş işlerle yorulup tansiyon yükseltmeye, gerilmeye, germeye hiç gerek yok. 

Sezai Karakoç'un dediği gibi "Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır. Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır”