info @ istanbulungazetesi.com

AKİBETİN KENDİNİN OLSUN !

"Meyve veren ağaç taşlanır.” Bu sözü ilk duyduğumda ilkokula gidiyordum.
O dönemlerde hemen hemen her evin bahçesinde şeftali, armut, erik gibi meyveler olurdu.

Bu ifadenin mealen anlamını bilmediğim için anladığım şekliyle hareket ederdim.

Ağaçtaki meyveleri hedef alır taşlardık.
Birinci taş vursa bile meyve kolay kolay düşmezdi.
İkinci taş veya üçüncü taşla düşürürdük, fakat düşen meyve parçalanmış olurdu, yemek istemezdik.

Mahallemizin sakinlerinden Hüseyin amca ağacı taşlarken görmüştü.

“Bahaddin ne yapıyorsun?"

“Hüseyin amca meyve düşürmek istiyorum.”

“Görüyorum ama yaptığın doğru değil meyvelere zarar veriyorsun." diyerek ağacın dallarını salladı ve ağaçtan bir kaç meyve düştü.

"Bu düşenler, yenilecek kıvama gelmiş meyvelerdir. Eğer taşı atmayıp meyvenin yenileceği anı beklersen ağacı sallarsın, olmuş meyve düşer onu yersin ama böyle gereksiz taş atarsan hak ettiğini de kaybedersin.” demişti.

Bugünlerde görüyoruz, okuyoruz, duyuyoruz. Bazı gençler adaletin temsilcilerinin nihai kararlarını beklemeden eline aldığı taşı rastgele fırlatıyor.

Hedefi tutsa bile o taşı art niyetli kişilerin nasıl kullanacağını düşünmek bile istemiyor.

Üzücü olan ise devletin yetkili kurumlarını protesto ederlerken, HAK, HUKUK, ADALET kavramını geçmişte olduğu gibi kökünden yok etmek için hazırda bekleyen bozguncuları fark etmiyor olmaları.

Güzel vatanımızda devletimizin bekası için, Tam Bağımsız Büyük Güçlü Türkiye ülküsünde çalışan, haksızlıklara uğrayan, milletinin bağrından çıkmış nice yiğitler gördük.

Onlar uğradıkları haksızlıklar yüzünden kimseyi taşlamadı. Onlar korkak değildir.

Aksine onlar evrensel değerlere bağlı, vatanımızın bekasına bölünmez bütünlüğüne yapılacak her türlü saldırı karşısında ölümü ölümle korkutacak kadar cesur insanlardır.

Onlar, insanın hırsı zirveye götürse de , kini hataya, nefsi ise şeytana götürür şuuru içinde yaşarlar.

Kötülük yapanların, yapmaya gayret edenlerin yaptıkları yarına kalabilir lakin yanlarına kalmadığı gerçeği evrensel değerlere bağlı olanlar için umuttur, huzurdur, sabırdır.

GÜN;
Nefsimizi, şahsi beklentilerimizi kenara koyma günüdür.

GÜN;
Metanetle, sabırla, aşkla Güçlü Türkiye hedefleri yolunda gece gündüz demeden çalışan, bedenen yorulanları zihnen, manen ruhen yormama günüdür.

GÜN;
İyiliği tavsiye ettin diye gönül koyana, gönül koymama, AKİBETİN KENDİNİN OLSUN diyerek DUA etme günüdür.