info @ istanbulungazetesi.com

Son zamanlarda yapacak iş güç kalmayınca ne yazık ki toplumda farkındalık oluşturmak adına toplumumuzun büyük çoğunluğu sosyal medya gerçeğinden faydalanarak kendince bir takım iletişimler oluşturmaktadır. İşin en hassas ve kabul edilir yanı ise kişilerin bu ifadelerini kendi özgür iradeleriyle hiç bir şekilde üçüncü kişilerin baskısı altında kalmadan kullanmalarıdır.

Kullandıkları ifadeler kalplerinden dillerine, dillerinden klavyeye dökülmektedir.

Bu durum dönem dönem dar çerçeveden olsa dahi karşılıklı bir arada olmakla da tezahür etmektedir.

Özellikle konusunda uzman olduğunu düşünen bazı Akademisyenler, bazı Siyasiler, bazı Kanaat önderleri, bazı STK’ların temsilcileri, halkımızdan bazı Destursuzlar söylem ve ifadeleriyle gönülleri kırmaktalar.

Birlikte huzur içinde yaşama fırsatlarını cehenneme çevirecek söylemlerde bulunarak, huzur, hoşgörü, tahammül, istişare kültürüne sahip insanları derinden üzmekten imtina etmemekteler.

Modern tıpta, evrensel ilimde bu gibi çekilmezlik hali yaratanların, huzuru ve doğru üslubu tercih eden  insanlara verdikleri fiziki ve ruhsal zararlar açıkça belirtilmektedir.

Bu sebepledir ki geçmişin tasavvuf ehli şahsiyetleri; Mevlana, Hacı Bektaş-i Veli, Yunus Emre, Sa-di Şirazı, Sa-Di İSLAM dâhil tüm alimler dilde uygun hali önemsemişlerdir.

Adem oğulları aynı vücudun uzuvlarıdır. Zira aynı cevherden yaratılmışlardır. Felek uzva elem getirirse öbürlerinin huzuru kalmaz ifadeleri ile baki dünyada Fani hayatta dil, din, ırk ,siyah, beyaz ayırmaksızın yaratılana karşı hal ve tavırların insana yakışır olmasını istemişlerdir.

Akıllının önünde susmak edepten ise de, sen yeri gelince söylemeye bak ifadeleri ile yeri ve zamanı hassasiyetine dikkati ifade buyurmuşlardır.

*İnsan hayvandan, konuşmakta üstündür. Lakin doğru konuşmazsan hayvanlar senden üstün olur.*

Sözleri ile çok anlamlı mesajlar bırakmışlardır, usul, üslup, tarzın konuşmakta ne kadar önemli olduğunu vurgulamışlardır.

Güzel yurdumuzun, gönlü güzel insanlarının müştereken kabul ettikleri bir gerçek var oda tarihimizden bu güne kulağımıza küpe olarak kalmıştır.

Bizi ancak içimizden yıkabilirler, içimizdeki en büyük DOST 'ta DİL'dir, DÜŞMAN' da DİL'dir.

Tabiri caizse DOST' ta bende, DÜŞMAN’da bende. Yoksa kim bizim birliğimizi bozabilir. Dünya malımı, açlık mı, yokluk mu? Vallahi bunların hiç biri mayası sağlam toplumu birbirine düşüremez.

Ne yazık ki tarih bize göstermiştir bizler yoklukta dayanışma içinde olan elindekini komşusuna, yoksula, kimsesize, ihtiyaç sahibine paylaştıran, varlıkta ise biraz şatafat peşinde koşan, gücümüzden rahatsız olanların oyununa gelen toplum olmuşuz.

Rabbim cümlemizi dilimizin gafletinden korusun. Nefsimizi özümüze döndürsün.

Hoşça yaşayalım sağlıkla kalalım. Ramazanın Rahmet ve bereketi ile mükâfatlanalım İnşALLAH.