info @ istanbulungazetesi.com

DUYDUM, GÖRDÜM, EMİNİM..!

İnsanlığın var oluşundan bugüne kadar tarihte derin izler bırakan kulaktan kulağa gelen konuları duyarız. Kayıtlara alınanları okuruz. Belgesel olarak sunulanları görürüz. Kendimizce yorumlar katarak tecrübeler edinir dersler alırız.

Geçmişten çıkardıkları dersler ile ömürlerini tüketenlerin genellikle anlamlı ve huzurlu yaşam sürdürdüklerine şahit oluruz.

Duydukları ile AMEL edenlerin, gördüklerini yanlış yorumlayanların, gerçekleri emin kaynaklardan öğrenmeyenlerin algının etkisi ile yanlışın girdabına girdiklerini bilmenin hicabını yaşarız.

Gerçek olmayan haberleri, kulaktan kulağa yayılan asparagas sözleri gerçekmiş gibi kabul edenlerin varlığı çoğaldıkça toplumsal huzurumuz kardeşlik hukukumuz adına kaygılanırız.

Pendik sahilde çöp konteynerlerinden ekmek atıklarını toplayan birini görmüştük. Arkadaşım bana "Bahaddin, memleketin geldiği hali görüyor musun? Bu insanlar aç, çöpten ekmek topluyor." demişti. Gördüğü doğruydu ama yorumu doğru muydu? EMİN değildik.

Yanına gittim sordum "Kardeşim kolay gelsin. Kağıt toplama işinden yeteri kadar kazanamıyor musun? Çöpten yiyecek topluyorsun." dedim "Abi hamdolsun kendimizce iyi kazanıyoruz. Malzemeleri götürdüğümüz depoda yollarımızı bekleyen sokak köpeklerine götürüyoruz."

Durumu memleketin geldiği hale bağlayan arkadaşım çok şaşkındı. EMİN olmadığı bir durum için gördüğü ve duyduğuna itibar etmemesi gerektiğini öğrenmişti.

Duydukları ve gördükleri ile kendini vicdanen rahat hissedenler durumu MANEN dikkate alsalar, rahat oldukları hallerini İMAN terazisine koysalar; duyduklarına, gördüklerine değil, EMİN olduklarına itibar ederler.

Fitne ve yalanla algı oluşturup kaos çıkarma hesabında olanların işledikleri günah kadar meseleyi EMİN insanlardan doğru kaynaklardan öğrenme gayretinde bulunmadan yaygınlaştırmak, aynı vebali taşımak demektir.

Aksi takdirde gördükleri, duydukları ile AMEL edenler, aynı hal ile EMİN olmadan kendilerine suçlama yapanlara anlayış göstermeyi kabullenmeliler.