KEFENİMİZİ GİYDİK GELDİK.
Dönem dönem bazı anıları tekerrür ettirmek , Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür sözünün gereğidir.
Tayyip Bey’le görüşmek isteğiyle Genel Merkez’i aramıştım.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi iken, Tayyip Bey’le Çin’e gidecek genel kurul üyelerinden biriydim.
Avrasya Tüneli’nin yapılmasıyla alakalı bir çalışma ziyareti yapacaktık.
O dönemin mülki amiri, Çin ziyaretimize izin vermemişti.
Tayyip Beyin Büyükşehir Belediye Başkanıyken yapabileceği AVRASYA tünelinin yapımı sekteye uğratılmıştı.
Başbakan sıfatıyla 18 yıl sonra temelini atmak.
Cumhurbaşkanı olarak ise 21 yıl sonra açılışını yapmak tüm zorluklara rağmen Tayyip beye nasip olmuştu.
Halkımız Demokrasiye ve Cumhuriyete olan inancını yitirmemiş emeğin hakkını emekçiye vermişti.
Ne demişler niyeti halis olanın akibeti de hayırlı olur.
Tayyip Beyin Çin’e gideceğini öğrenmiştim.
Geçmişte gidemediğimiz bu ziyarete ben de icabet edebilir miyim diye aramıştım.
Genel Merkez görüşme isteğimle ilgili notu almıştı.
Aramakta geç kalmıştım, Tayyip bey Çin'e gitmişti.
Döneceği gün, uçağının arıza yaptığını öğrenmiştim.
Çok tedirgin olmuştuk. Hamdolsun, sağ salim vatanımıza dönmüştü.
Aradan birkaç gün geçmişti, telefonumun zili çalmıştı hattın diğer tarafında
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan vardı.
“Hayırdır Bahaddin, beni aramışsın?” diye sorduğunda,
“Başkanım, Çin’e gideceğinizi öğrenmiştim. Öncesinde sizinle yapacağımız ziyaret engellenmişti, hakkım geçerli ise gelebilir miyim? diye soracaktım.”
“Genel Merkeze uğramadım. Gitmeden önce öğrenseydim, sen de gelirdin.
Nasılsın?”
“İyiyim, değerli başkanım. Uçağınızın arıza yaptığını öğrenince tedirgin olduk.”
“Vatanımıza yapacağınız daha çok hizmetler var. Kendinize dikkat edin,”
“Bahaddin, biz kefenimizi giydik geldik. Alnımıza ne yazılmışsa onu göreceğiz,” diye cevap vermişti.
(Kurumsal Devlet, Huzurlu Millet adlı kitabımdan, bkz. sayfa 107.)
Günümüzde dolaylı veya direkt olarak sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik ölümü işaret ederek akıbet biçmeye çalışanları görmekte, duymaktayız.
Milletin iradesi ile yönetime gelinen ülkemizde bazıları halkın iktidarının çalışmalarını yetersiz görmüş olabilir.
Herkesin, her kesimin yöneticilerden hizmet beklentisi farklı olabilir.
Bir kesim daha çok popilizmi sever, bir kesim realite neyse onu tercih eder.
Bir kesim doğruları savunur , kendince doğru olmayanlara demokratik teamüller içerisinde tavır koyar.
Bir kesimin DÜNYA sı kendi kazanımları ile sınırlı kalmak kaydıyla ben eksenli'dir.
Bir başka kesim Ülkesinin her alanda güçlenmesi için her türlü fedakarlığa hazırdır.
Onların beklentisi benden öte bizler kavramına yakın olandır.
Bir kesim seçilmişlerin icraat'lerini metanetle gözlemlerken,zamanı geldiğinde kanatlerini sandıkta göstermeyi tercih eder.
Başka bir kesim demokrasi, cumhuriyet , hak , hukuk adalet kavramlarını sözde söylerler , TAKİYE yaparlar, kaos ve kargaşadan oluşabilecek istikrarsızlığa, kardeş kavgasından oluşacak tutarsız müdahalelere umut bağlarlar.
Bazıları farklılıkları zenginlik görüp kardeşlik hukukunu kabullenip milli İradeye saygı duyarken.
Bazıları Siyonist mantığı ile üstün ırk, üstün sınıf ayrıcalığı içinde FAŞİZAN manteliteyi benimser'ler.
Bazıları etrafının ateş çemberine dönmüş olmasını önemsemez görünürler tehlike kapıya dayanınca ölüm kaygısı ve korkusunu en üst düzeyde hissederler.
Bazıları Ay Yıldızlı Al Bayrağın altında, Devlet Millet Tek bir yürek,
tek bir bilek hissiyatı içinde olmanın huzuru içinde korkusuz bir şekilde Başkomutanın emrini beklerler.
Sonuç olarak Demokrasi, Hak, Hukuk , Adalet kılıfı altında kişisel haklara, evrensel hukuka, Adaletin temsilcilerine hakaret düzeyinde serzenişte bulunanlar, HUKUKUN evrensel ilkeleri ile örtüşmeyen davranış içinde hareket ettiklerini er geç anlayacaklar.
Memleket meselerinin şahsi menfaatlerin çok üstünde olması gerektiğini bilecekler.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma onuruna sahip olan herkesin,
demokrasiye, cumhuriyete, seçme ve seçilme hakkına sözde değil özde saygı göstermesi gerektiğini öğrenecekler.
“Halkın iradesiyle geldik, halkın iradesiyle gideriz" doğrusu ile hareket edenlere haksız, hukuksuz , adaletsiz saldırarak emperyalist, siyonist ülkelerin ekmeğine bilerek veya bilmeden yağ sürenler muhakkak pişman olacaklar.
Ne olursa olsun zalimlerin kayığına binip , eski TÜRKİYE hayallerinin arzu edenler o günlerin nostaljide kaldığını, MİLLİ İRADENİN galebe geldiğini görecekler.