KİM BİLİR
Kim bilir, göğüs kafesimde bir güğüm kaynar.
Sabrımı yar, acımı ar yapar saklarım.
Kurusa da bahara meftun, körpe umutlar,
Turab olmuş gönlümde sarar beklerim
Toprağa düşende bir, toprakta pişende bir.
Gündüzün muştusunu geceye koyanda Bir.
Bir su ver, dirileyim kuruyan köklerimden.
Daralan göğsüme bir ferahlık ver.
Gözlerimde ki hüzzam, aczimin giryesinin yaydığı buhar.
Hüznüm, ruhumu çepeçevre sarmış esrik bir duvar.
Kim bilir, ruhumun sızısını yüzüme akıtır gözler
Katresi ab-ı hayat, havz-ı kevser misali saklarım
Bizar olsam da, kem gözlerin şehla bakışlarından
Kan çanağı gözlerimi güle bular koklarım
Ocağa düşende bir, ocakta pişende bir
Kutlu doğum sancısını içine koyanda Bir
Bir gül uzat, çıkayım hapsolduğum kafesten
Yaramı sarmalayan bir mualla ruh ver.
Dudağımda ki ağıt, divane gönlümün isyan çerağı
Her nağmesi, virane otağımın duman tüten ocağı