Neden mi Hamas?
Kabul edelim; Osmanlı Medeniyetinin yıkılmasının ardından islam dini ve Kur'anı Kerim yekten kimsesiz ve yetim kalmıştır. " İnsanlar üzerine öyle bir gün gelecek ki; “Kur’an bir vadide, onlar başka bir vadide olacaklar.” diyen Sevgili Muhammed'e selam olsun. Ve yine başka bir hadiste; “Doğu tarafından bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur'anı Kerimi okuyacaklar, fakat Kuran onların gırtlaklarından aşağı geçemeyecek.” Onlar; okun av hayvanını delip çıktığı gibi dinden çıkacaklar. Ok bir daha kirişine dönmediği gibi,onlar da dine dönmeyeceklerdir." Dediği zamanlarda yaşıyoruz.
Acı çekiyorum, kalbim yaralı bir çocuk gibi sızlıyor. Avuçlarıma yalnızca Gazze'yi alıp kardeşlerime hiçbir şey yapamadığım için, yaşadığım bu çılgın hayat ve çağın utancının zekatını bu şekilde vermek istiyorum sanırım.
Yaklaşık yüz yıldır; herkes sözde islam ve din tebliği adı altında, sürekli kafa ve parmak sallaya sallaya üç beş çalışma yapıp; hayat akışlarında zerre kadar barındırmadıkları şu Kuran ve Allah’ı dünyaya tanıtmaya çalıştılar. Bizler de ağzı açık birer afyonlu müptela gibi dinledik durduk onların bu çığırtkanlıklarını. İnandık, adandık, sürülerce artlarına takılıp gittik bir ömür boyu. Ve sürü psikolojisi hâlinde nicelerce gidiliyor hâlâ...
Sahi, sizler kimsiniz? Kimlerdensiniz? diye soruyoruz mecburen… Bunu yapana ister siyaset deyin, ister diyanet deyin, ister ilahiyat deyin, ister üniversite deyin, ister profesör deyin, ister akademisyen deyin, imam deyin, cemaat deyin, insan deyin, topluluk deyin, kültür deyin o deyin, bu deyin. Ya da ne bileyim şu korkunç sınav sürecinde dahi koşup arkalarından bir daha gidin. Ya da durun! Allah şahit ki; bu güne dek hep boş dediler, sizler de şahit olun ve bu gerçeğe inanın.
islamı dünyaya sevdirmek yerine; ‘islamofobi’ adı altında illet bir nefret ile yüzleştirdik islamı.
Videolarda Hamas'ın elinde rehin kalmış o insanların nasıl vedalaştığını seyredince; parmaklarımın ucuyla hepimizi bir güzel topladım ve çöp poşetine bırakıp, cehennemin en yedinci katına fırlattım. Bunca zamandır biz boşa yazıp çizip çırpınmışız. Allah'a, Peygamber'e, dine Kuran’a ve İslama en büyük zararı bizler vermişiz. Dönüp bi baksanıza şu ülkenin hâline; islamın mahsunluk ve mahpusluğuna bir bakın. Kalbinizi geçtim,biraz ciğeriniz sızlasın. Allah’a mensup bir ciğeriniz varsa tabi.
Ah hamas! Halkı inim inim inlerken, eş, çocuk, anne, baba ve tüm sülaleleri aile boyu katledilmişken; o kavmin çocukları nasıl böyle erdemli kalabilir? Allahım! dedim ve gözyaşlarımı tutamadım. İnsanlar sözde düşmana rehin düşmüşler(!) Ancak; sanki tatilden dönüyormuş gibi el sallayarak, gülümseyerek, öpücük göndererek araçlara binip evlerine döndüler.
Senin önünde tüm dünya ve milletler saygı ile eğilmeli; Hamas ve Gazze halkı!
Demokrasi, çocuk ve insan hakkı, medeniyet, hayvana saygı, hürmet, hürriyet, insanlık, psikoloji, misafirperverlik gibi nice kavramların beyannamesini dünyaya üstün bir şeref ile sürmanşet geçtiğiniz için size sonsuz şükranlar. Taş toprak ve insan denen varlıklar saygı ile önünüzde eğilmeliler. Dinden, kaçanlara, Allah var Kuran yok diyenlere, Hz. Muhammed'i inkar edenlere gerçeğin ne olduğunu gösterdiğiniz için; tüm islam alemi size borçlu kalmıştır ve ödemeleri gereken ödenmez borçları var olmuştur. Tarih sizi yazmayacak, bunu çok iyi biliyorum. Ama bizler sizi İslam tarihine, Kuran kudsiyeti ile yazdık. İlahi kaderde sizlere şanlı bir fetih yazıp, kanla sulanmış toprağınıza devlet kursun!
Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi; ‘Filistin bir sınav kağıdı,her mü'min kulun önünde." Biz bu sınavda hep sıfır çektik.’
En iyisi üstadın sözüne tutunalım; “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim, sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.”
Soykırım yaşayan Gazze halkı ve Güneş batıdan doğacak sözünün sahibi Peygambere hürmet ve özlemle…