info @ istanbulungazetesi.com

BANANECİ, GAMSIZ, KORKAK, HAİN, ALÇAK...!


İnsanlar, yaşamları boyunca karşılaştıkları hadiselere karşı refleks ortaya koyarlar, bu davranışları karşısında eleştri veya takdir alırlar. Yazımdaki tanımlar kişilerin birbirlerine karşı olan davranışlarına yönelik değildir. Çünkü taraflar arasındaki husumetin değerlendirilmesinde objektif olunamayabilinir. Her şarta sebep sonuç ilişkisi çok iyi irdelenmelidir.


Yazımdaki tarifim kutsallarımız, evrensel değerlerimiz üzerine davranış biçimleri gösteren kişiler kurumlara yöneliktir. Kırmızı çizgilerimiz bellidir; Vatanın bölünmez bütünlüğü, Bayrağımızın Yüceliği, Milletimizin birliği, Devletimizin Bekaası, Yaradananın emri olan evrensel değerlerimize sadakatimiz. Bu mihmalden hareketle;
Dünya yansa umurunda olmayana GAMSIZ.
Bana dokunmayan bin yıl yaşasın diyene BANANECİ.
Bir yanlışı görüp kabul etmesine rağmen yanlış yapana karşı uyarıda bulunmayana KORKAK.
Yanlış yapan kişinin yanlışlarına göz yumup görmezden gelene ALÇAK.
Yanlışı yapanın yaptığı hatalı fiile dolaylı yoldan destek verip cesaretlendiren, yapacakları fiile göz yuman, eylem alanında kendini huzurlu kılmasını sağlayan içerideki işbirlikçilere HAİN denir.
Son günlerde artan haince terör saldırılarıyla aslan parçaları polislerimiz, askerlerimiz, sivil kardeşlerimiz şehit ediliyor. Domuz eğiticilerin kontrolünde olan işbirlikçi hainler ve sempatizanlarının yaptığı eylemlerle beyhude çırpınış içindeler.
Yeter artık diyeceğim ruh haliyle içimden geleni yazmak, haykırmak istiyorum. Bu haykırışım dağdakilerden ziyade onların şehirde, ilçede, beldede, köyde mezrada iletişim içinde oldukları hainleri bilmelerine rağmen gerekli duruşu göstermeyen vatandaşadır. Ben Azeri Türk’üyüm, Seyid Torunuyum. Ne Mutlu Türküm derken, Kürt kardeşlerime kin duyuyorsam Rabbimin bütün felaketleri benim üstüme olsun. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü savunurken Kürt kardeşlerimi bütünlüğün bir parçası görmüyorsam, Rabbim evlatlarımı parçalasın elimden alsın. Bayrak şerefimiz indirtmeyiz derken bayrağımın al renginde Kürt kardeşlerimin dedelerinin kanının var olmadığını, Bayrağımızın Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarını temsil etmediğini düşünüyorsam bu günden yarına kalmasın kanım oluk oluk aksın. Bu vatanın tamamının toprağın kara bağrında durup sıra dağlar gibi dizilenlerin, uğruna canını feda edenlerin olduğuna inanan benliğimde Kürt kardeşlerimin dedelerinin de olduğuna inanmıyorsam bedenim cehennem ateşiyle yansın. Devletimin her kademesinde görev almış kürt kardeşlerimin varlığını gördüğümde huzur bulmuyorsam, Dünyamda huzurum kalmasın, acılar her yanımı sarsın. Bir Kürtün şahsi, kişisel hatasını Kürt kardeşlerimin tamamına mal ediyorsam dilim lal olsun.Bir olalım, İri olalım, diri olalım hep birlikte GÜÇLÜ TÜRKİYE olalım sözüne samimeyetle inanmayıp Kürt kardeşlerimi sözlerimin içinde görmüyorsam gözlerim kör, kulaklarım sağır olsun. Evet bu kadar içten ettiğim duaların aynısını Kürt kardeşlerimin yapıp vicdanlarının sesini dinlemesini istiyorum. Eğer bu haykırışların aynısını siz kendiniz için yapamıyorsanız, hadi oradan T.C.’nin uşağı, iti diyorsan. Vallahide billahide sen başlıkta tanımladığım insan müsvettesisin, uluslararası emperyalizmin uşağı teröristlere beyhude cesaret veren kaynaksın. Kökünü kurutmak ise bizden ziyade, bizim gibi ortak değerlerde buluşan, Dedelerinin kanlarıyla kazandıkları topraklara, bayrağına sahip çıkan Kürt vatandaşlarımıza yakışacaktır. Çünkü Selahaddin Eyyübi’nin torunları bir avuç haine değerlerini bırakmayacak kadar şerefli ve iman sahibidir. Kendi bağrından çıkmış kendi topraklarını koruyan Askerini, Polisini kahpe kurşunlara yedirmeyecek kadar asaletlidir, şereflidir.


Sadece silkelenip ayağa kalkmaları, yüzlerini dağa dönüp tepkilerini haykırmaları, sırtlarını VATANa dayamaları yeterlidir. Yeter ki istensin terörü ve terör sevicileri bitirmek onların şerefidir.
Bu inancım nerden mi gelmektedir? URFA, MARDİN, GAZİANTEP, DİYARBAKIR, AĞRI, ARDAHAN, KARS, IĞDIRda, ilçelerinde, köylerinde bulundum gönül köprüleri kurdum, Devlet Millet kaynaşması noktasında sohbetler yaptım. Dillerden dökülen samimi niyeti dinledim. Gözlerden yansıyan kardeşçe bakışların huzurunu yaşadım. Sofralara misafir oldum, bereketini çukurların açılıp teröristlerin şehirlere yerleştiği dönemde gördüm.
Şimdi geriye kalan şey yarım kalan hamleyi yapmanızda; dağda yavrularınız varsa içine düştükleri duruma isyanınız öyle gür olmalı ki, kararlılığınız adeta arşı inletmeli. Dinlemiyorlar mı? Vicdanınızın sesi ile buğuz etmelisiniz. Biz üzerimize düşeni yaptık demek için şehirlerdeki işbirlikçilerine hayatı dar getirip, Devletin güvenlik güçlerine omuz verip DEVLET-MİLLET işbirliğini dünyaya göstermelisiniz. Dünya bir şeyi iyice görmeli; Bu Millet, Din kardeşliğine, Bayrağına, Vatanına, Devletine, o kadar bağlı ki Dedelerinin ruhları şad olsun diye emanetlerine ihanet eden evlatları dahi olsa gözlerini karartıp hiç bir şeyden korkmayıp şehadet şerbetini içmeyi şeref sayar, Vatanı böldürtmez, Bayrağı indirtmez, Kardeşi kardeşe vurdurtmaz. İşte ben onlarca sohbetimde yüreklerde bu inancın var olduğunu gördüm.
Yeter ki sirkelenip ayağa kalkın... Dağdaki gafillere, onları yıllardır kullanan şerefsiz hainlere, içerideki işbirlikçi satılmış kanı bozuk zalimlere Halkın gücünü, İmanınızın kudretini gösterin. Daha fazla Aslan parçası Askerimizin, Polisimizin, Vatandaşımızın şehit edilmesine müsade etmeyin. Türkiye’yi bölüp, parçalayıp, yönetip sömürmek isteyen emperyalist, faşist güçlere dersini verin. Sağlıkla kalalım, huzurla yaşayalım. Bir olalım, iri olalım hep birlikte GÜÇLÜ TÜRKİYE olarak dünyayı abad edelim.

 

 

 

 

 

 

 

 


Aa