aksaa25 @ hotmail.com

 İmamoğlu çıkmış televizyon ekranlarında bangır bangır bağırıyor. Virüsü bahane ederek Camilere önlem alınsın, Camiler kapatılsın gibi demeçler veriyor. Şunu herkes çok iyi bilsin Camilerimiz siyasi malzeme değil, ibadethanelerimizdir.

 İBB’nin birçok yerde Cami ibareli logoları kaldırıp ne olduğu belirsiz absürt bir logo koyarak Camilere karşı olan sevgisini ispatladı. İzmir'deki Camilerde "çav bella" provokasyonuna alkış tutan bu zihniyeti şimdide İstanbul’da Camiler kapatılsın diye ekran şovu yapıyor ama “Camilerimiz Bizim Kırmızı Çizgimizdir”. Hiç kimse haddini aşıp, Allah'ın evine dil uzatmasın!

 Başkan, Camilerin kapatılması için çağrı yapmak senin işin mi? Senin görevin mi? Seni millet hizmet için seçti, sen bugüne kadar İstanbul’a ne hizmet ettin. Bir kentin başkanı olarak sen çık onları anlat. Tabi yaptığın bir hizmet varsa anlatırsın, yoksa eğer kes sesini otur oturduğun yerde, seçim gününü bekle.

 Bu nasıl bir aymazlıktır? Her gün ölüm sayılarımız fazla diyerek bir bakanı yalancılıkla suçlarken hiç mi yüzün kızarmıyor? Vaka ve vefat sayıları ile korku yaratıp halkı gaflete sürüklemekte ki gayen nedir? Sağlık bakanı, gecesini gündüzüne katarak en iyi şekilde pandemi sürecini atlatmak için çırpınırken sen ne yapıyorsun? Pandemide yolcu sayısı azaldı diye yüzlerce otobüs ve metro vagonunu garajlara çekerek; metrolarda İETT’lerde, deniz vapurlarında balık istifi taşımacılığa neden olmanın yanı sıra İstanbul’un trafiğinde oluşan yoğunluk için ne yaptın?  

 Bu virüs illetinden İstanbul halkını korumak için bugüne kadar en ufak bir katkın,  çalışman var mı? Varsa çıkıp onları açıklarsın!

 Birileri hizmet eder, birileri ise sadece konuşur.  Merak ediyorum; bu halkı aptal yerine koyup, onların aklıyla alay edercesine ölüm şu kadar, hasta şu kadar demeyi açıklama mı yaptık sanıyor?

 Bu Başkanın Maksadı Nedir?

 Sağlığı ve dini değerleri siyasete malzeme yaparak, devlet ile vatandaş arasında güvensizlik oluşturmaya çalışmak gafil bir anlayış değil midir?

 Seçimin üzerinden geçen iki yıllık süreç içerisinde İstanbul’a yapılan bir şey var mı? Hangi projelere başlandı ya da neyin temeli atıldı? Üstelik birde "Temel Atmama Töreni" yapılırken, birçok ilçede yapımına başlanılıp yarım kalan çoğu projeler durduruldu. Tıpkı Sabiha Gökçen Havalimanı Metro hattı gibi. Pendik’teki katlı otopark gibi.

 İstanbul puslu bir döneme girdi!

 Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin’in “Bize verin, biz yapalım.” dediği halde ne ilçe belediyesine projeyi teslim etti ne de projenin yapımını başlattı.

 Ulaşımdan halk ekmeğe, sudan İSPARK'a kadar indirim vaatleri veren İmamoğlu göreve başladıktan sonra zam üstüne zam yaparken,  “Bu bir zam kararı değil finansal düzenleme” diyerek kendini savundu.

 Alt yapı çalışmalarına ilave ve onarım yapmak yerine el attığı her sokakta boru patladı, yol çöktü, sokaklar göle dönerken, kendisi tatile çıktı.

 Seçim öncesinde "Kimsenin emeğine dokunmayacağız" derken, Her şey çok güzel olacak diyerek, binlerce personellerin iş hakkını feshedip, milletin ekmek teknesiyle oynadı.

 2010’dan beri yol kenarlarını süsleyen dikey bahçelerin yerine, grafiti desenli Konuşan Duvarlar Projesi ile ekolojik bir tartışma yaratan İmamoğlu, İstanbul’u “İstanbul” yapan ne kadar güzellik varsa hepsini sistematik bir şekilde tarumar etti.

 "Martın sonu bahar" tanıtım videosunda yer alan 11 vaat videolarından birin de "İlkokul öğrencilerine ücretsiz servis” vaadi yer alırken, İstanbul’da öğrenci servislerine zam yapıldı.

 Üstelik birde parti içindeki skandalların üstünü örtmek için hayali bir suikast senaryosu ve yalanlarıyla milleti adeta cambaza baktırır gibi kendisini izlettirdi. Başarısızlığını unutturmak için de güldürü şovu sergilemeye devam ediyor.