Boş insanlardan uzak duralım!
Dünyaya geldiğimiz günden bugüne kadar; binlerce insanla tanışır, sohbet eder, arkadaş olur birçok alanda işler yaparız.
Geriye dönüp baktığımızda;
bu insanların içerisinde çok dolu dürüst tanımaktan arkadaş olmaktan keyif aldıklarımız yanı sıra, boş atıp tutan, dürüstlükte nasibini almamış, edep-adap yoksunu, yalana dolana bulanmış çok kişi tanıdık tanımaya da devam ediyor olduğumuzu görürüz.
Okumayla yakından uzaktan ilgisi olmayan internet bağımlılarını, kendilerini bilim adamı sanan içi boş kişileri, hayatımızdan çıkarmazsak; onlardaki bulaşıcı bu hastalık mutlaka bir gün bize de bulaşacaktır.
Bu kötü hastalığın iyi insanlara bulaşmamasının tek çaresi de; içimizdeki dedikodu, fitne-fesat yani; boş işlerle cambazlık yapan kişileri hayatımızdan çıkarıp uzak tutmakla olacaktır.
Bir insan düşünün; on lafının dokuzu yalan biri de şüpheli.
İşte bu insan modeline son zamanlarda hayatın her alanında rastlamak çok mümkün.
Özellikle siyasi partileri kendilerine mesken tutmuş olan bu insan modelleri; hayatlarını boş işlere adamışlardır.
Siyasi partileri kendilerine mesken tutan bu ahmaklar, sürekli olarak infial çıkartmaya ve siyasi partilerin içerisine nifak tohumları ekmenin peşinde gezmektedirler.
Bahsettiğim bu insan modellerinin en belirgin özelliklerinin arasında; oradan buraya laf taşıma, yalanı dolanı kendine meslek edinip her meslekten her türden mahlukata rastlamakta mümkün. Seçimlerin yaklaşmasıyla aday olamayacağını bildikleri halde rant sağlamak amacıyla siyasi partileri kendilerine mesken tutan bu ahmaklar; çoğu zaman fark edildiklerinin farkında bile olmazlar.
Yani anlayacağınız; nifakçılığın yanında enayilikte vardır bu insanların hamurunda.
O nedenledir ki; bu insanlar her daim meslek edindikleri basitçilik konumunda olmaya devam edeceklerdir.
Bizlere düşen görev ise, bu tür mahlukatları hayatımızdan uzaklaştırıp iyilerle yola devam etmektir.
Kötülerin yanı sıra bilgi birikimleriyle dolu insanlarla arkadaşılık yapıp, onların edep-adabından dürüstlüklerinden örnek alıp yola öyle revan olmaktır.
Boş atıp tutanlardan uzak, dolu olanlarla yakın olursak; boşluklarımızı doldurur insan oluruz. Aksi halde; boş gelir boş gideriz.
Siyasetin içindekileri örnek gösterdim lakin bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Gazeteci yazar olduğum mesleğimden örnek vereyim;
Gazetecilik mesleği, dünyanın en onurlu meslekleri arasında yer alan önemli bir meslektir.
Bu mesleği öyle her önüne gelen yapamaz.
Yaptığını zanneder ama; yapamaz.
Bazılarının yani boş dediklerimizin (!) Yapmış olduğu yalan haberlerle insanları aptal yerine koyup kandırdıklarını sanan aptal gazetecidir.
Oraya buraya saldırmanın habercilik ya da gazetecilik olduğunu zannederler ama; o iş öyle değildir.
Bir gazeteci, haberin doğrusunu yapmakla yükümlüdür.
Yalan yanlış, gereksiz ve saçma sapan haberler yapan ve sürekli olarak bir gruba elinde bulundurduğu gazete gücüyle saldıran kişiler; her ne kadar kendisine gazeteci süsü vermeye çalışsalarda, aslında toplum bu kişilerin nasıl zavallı olduklarını çok iyi bilirler.
Şantajla rant elde etmeye çalışan basitler, istedikleri kirli emellerine ulaşamayınca çamur at izi kalsın mantığıyla
yaptıklarını marifet sananlar, ahmaklık yapıp bu onurlu mesleğe leke süren pisliklerdir.
Bir insan ya da bir grup hakkında sürekli asılsız haberler yaparsan; zaman içerisinde önemsenmemeye başlarsın ve yaptığın o haberleri insanlar okuma gereği dahi hissetmezler.
"Nasıl olsa yine sallamıştır, haber asılsız ve doğru değildir, okumaya gerek yok." şeklinde düşünen kitle çoğalacaktır.
Yani demem o ki; gazetecilik işi öyle sanıldığı kadar basit bir meslek değildir.
Basit insanların, seviyesiz insanların yapabileceği bir meslek değildir gazetecilik mesleği.
Hamuru bozuk adam, her ne kadar kendisine "gazeteci" demiş olsada o gazeteci falan değildir..
Saygı ve sevgiyi fazlasıyla hak eden,
gerçekleri halka aktaran, belgeleriyle haber yapan gazeteci meslektaşlarıma ve işlerinde yaşamlarında örnek teşkil eden topluma faydalı olan herkese sevgi saygılarımı sunuyorum.
Kalın sağlıcakla…