aksaa25 @ hotmail.com

BİR MİLLETİN KADER GECESİ..

Asırlar geçse de unutulmayacak karanlık ve puslu bir geceydi. Mazisi kahramanlık destanlarıyla dolu şanlı bir milletin kader gecesi.

Tarihi boyunca düşmanın her türlüsüyle karşılaşmış, dilden dile nesilden nesile iftihar vesilesi olarak anlatıla gelmiş; ecdadının, yiğitliğinin, mertliğinin, vatanperverliğinin torunlarında tezahürüydü o gece yaşananlar. Bir başka karanlıktı o gece.

Zira çoğunlukla kendinden olmayan düşmanlarıyla savaşmıştı bu millet. Belki de ilk defa canını, vatanını ve bütün mukaddesatını teslim ettiği insanların namluları vardı karşılarında.

Peygamber ocağı dedikleri, gözlerinden sakındıkları yavrularını, kınalı kuzularını gururla yolladıkları, ülkenin gözbebeği konumundaki bir kurumun; nasipsiz vicdanını, insanlığını yitirmiş bir güruhuydu bu kez karşısındaki düşman.

Şaşkınlığın ve tarifsiz bir üzüntünün daha da kararttığı o gece… Fatih’in yiğit evlatlarını sokaklara döktüler.

‘’ Ya devlet başa, ya kuzgun leşe’’ kararlılığıyla serden de candan da geçtiler. Her karışı kanla sulanmış bu aziz vatanını, kendini bilmez birkaç çapulcuya teslim edilmeyeceğini, teknolojik üstünlüğün değil, iman dolu yüreklerin her zaman üstün geleceğini cümle aleme bir kez daha gösterdiler.

Malazgirt’ten bu yana ülkemiz üzerine karanlık senaryolar yazan batı ittifakı yerli işbirlikçileri bir kez daha bu memleketin evlatlarının ölümü esarete seve seve tercih edeceklerini öğrenmiş oldular.

Ömerlerin, Yusufların, Erollerin, Mustafaların şahsında yüzlerce vatan evladı kahramanlık destanlarına belki de en önemli halkayı ekletip ölümsüzlüğe koştular.

‘’ Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’’ tabirine uygun binlerce şehidin kanlarıyla sulanmış bu aziz topraklar bizler var oldukça yaşamaya devam edecek.

Merhum şair Mehmet Akif’in ‘’ Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’’ sözüne eklemeyle ‘’ RABBİM BU MİLLETE BİR DAHA BÖYLE BİR GECE YAŞATMASIN’’ …