Kadın ve erkeğin toplumsal rollerinin eşitlenmesini istediler ama olmadı..
Kadın ve erkek arasında fıtrattan doğan ruhi ve bedeni özellikler adeta yok sayılarak, insanların aklıyla alay ederek, eşittir diyorlar. Bu görüşle hazırlanan İstanbul Sözleşmesi'nin kadın ve erkek rollerinin eşitliği safsatası aile kurumuna büyük zararlar verdi.
Tartışılmasının bile uygun görmediğimiz cinsel eşitlik kavramıyla ilgili söylemlerin ahlaksızlığın yaygınlaşmasına, gayrimeşru çocuk ve melezleşen bir neslin artışına ve netice olarakta toplumun ahlaki yapısının bozulmasına, yozlaşmasına ve kesinlikle telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkmasına neden olan bu sözleşme nedeniyle üzerine titrediğimiz aile kurumu büyük bir yara aldı.
Zinayı meşrulaştırarak Avrupai tarzda aile yaşantısı oluşturulmasına, aile değerlerimizin, bağlılıklarımızın yozlaşmasına neden olan sözleşmede yer alan kavramlar özellikle farklı cinsel tercihleri içselleştirip yasal düzenleme ile korunmaya çalışıldığı bir sözleşmedir.
İslam dinine aykırı olarak tüm değerlerimizi yok saymaktadır. Erkeğin alışılagelmiş rollerinin ve geleneklerimizi değiştirmeye çalışan bu bu sözleşmede “kadına şiddeti önleme” denilerek kültür, örf, adet, gelenek, din ve namus kavramlarına savaş açmaktadır.
Müslümanlar açısından kabul edilmesi tartışma konusu bile olamayan maddeler içeren bu sözleşmenin, "Kadın Cinayetlerinin" artmasında da payı da oldukça büyüktür.
Bu saçma sapan sözleşmeyi bilinçli bir şekilde aile yapımızın bozulması için empoze etmeye ve yıllarca "Aile" kavramı zehirlemeye çalışan Avrupa’nın İstanbul Sözleşmesini iptal eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz.
Peki bundan sonra ne yapmalıyız?
Tabiki daha çok dikkat edip "Aile" yapısının temel dinamiği olan sevgi ve saygı, karşılıklı anlaşmayı çocuklarımıza öğretmeliyiz. Terbiye kurumunu acilen hareketlendirip, işe başlamalıyız.
Erkek erkekliğini yapacak, deyyusluk yapmayacak, kadınına şiddet uygulamayacak, sahipsiz bırakmayacak, ailenin babası olduğunu unutmayacak!
Kadında kadınlığının farkına varıp, erkeklik taslamayacak. Çocukların terbiyesiyle edep ve adapın ne olduğunu öğretecek. Sahipsiz sokak çocukları gibi evlatlarını yetiştirmeyip, herşeyi okuldan veya devletten beklemeyecek. Hiçbir zaman anne olduğunu unutmayacak!
Erkek kadına el kaldırmanın korkaklık, acizlik ve soytarılık olduğunu bilecek!
Kadın ise sevgi, saygı, edep ve adap bilmeyen, hanımlıktan yoksun, sünepelik yaparak sürekli dır dır - vır vır yapıp, erkeği canından bezdirmeyecek!
Kadın da erkekte ailenin temel taşı olduğunu bilecek. Bunların uygulandığı her ailede şiddet değil, huzur olur...
Kalın sağlıcakla...