yazarhulyakcay @ gmail.com

ÜLKEMİZDE DEĞERLER EĞİTİMİ

Ülkemizde sık sık karşımıza çıkan müfredat ve eğitim sistemi değişiklikleri tam olarak oturmuş eğitim geleneğinin oluşmadığını gösterse de bir ülkenin büyüklerinin nasıl çocuk yetiştirileceğine kafa yorması ülke geleceğinin şekillenmesi açısından çok önemli bir konudur. Ayrıca toplumların varlıklarını devam ettirebilmeleri tarihi, milli, manevi değerlerin ve kültürün gelecek nesillere aktarılması ile mümkündür. Millî Eğitim Bakanlığı’nın yenilediği müfredatın merkezinde değerler eğitimi var. Peki bu sıkça karşılaştığımız değerler eğitiminin ya da bir diğer ifadeyle karakter eğitiminin ne olduğuna biraz bakalım.

Karakter eğitimini, Thomas Lickona şöyle tanımlar; “iyi bir insan olmanın gerektirdiği erdemlerin yeşermesi için planlanmış bir çabayı içerir”

Karakter eğitiminin içeriğinde dürüstlük, adaletli olma, merhamet, sorumluluk sahibi olma, saygılı olma, yardımlaşma gibi temel ve evrensel etik değerler vardır. İçinde yaşanan kültürde var olan, günümüze kadar aktarılan değerlerin devam ettirilmesi de vurgulanılır.

Değerlerimizin kazandırılmasında çocukların yaparak yaşayarak uygulamalar yapmasına imkan verirsek daha etkili sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Özellikle unutulmamalıdır ki, iyi insan olmaya dair desteklenecek duygu korku, nefret ve suçluluk gibi olumsuz duygulardan değil de hoşgörü, sempati ve empati gibi olumlu duygulardan beslenir. Tabii öncelikle çocuğun içinde bulunduğu ortamın ve yetişkinlerin o değerleri taşıması gerekmektedir. Önce çocuklar sevilmeli ve çocuklara saygı duyulmalıdır. Sonra evde, sokakta ve okulda o kültür oluşturulmalıdır.

Din gibi soyut kavramlı öğretiler ise öğretilirken çok daha fazla hassas davranılması gereken durumlardır. Çünkü 6 yaşından önce çocuk soyut kavramları tam olarak kavrayamaz. Beni ne kadar seviyorsun dediğiniz zaman sevgilerini kolları ile ölçerek göstermeleri ya da dağlar kadar, denizler kadar diyerek somut kavramlar ile örneklendirmeleri bundandır. Bu yüzden soyut olan din kavramı çocuk dünyasında mutlaka somut bir örnek arayacaktır. Ve bu somut örnek ise camilerimiz olacaktır.

Çocuğun gözünde cami, yalnızca Müslümanların ibadet ettiği yapı değildir. Cami dinin sembolüdür. Camide gördükleri, duydukları, hissettikleri onun dini anlamasını ve içselleştirmesini sağlayacaktır.

Ağaç yaşken eğilir’’ sözü ise konunun bir başka boyutunu güzel ifade eder. Çocuk 6-7 yaşına kadar ömrünün köklerinin temelini atar. Bir ağacın kökleri sağlam değilse ağaç sararır solar. Köklerin sağlamlığı ve toprağın sağlıklı olması çok önemlidir.