info @ istanbulungazetesi.com

Ağaçların Bayramı
2024.
Bir yandan insan değerinin güneşin altında buz gibi eriyip sele dönüşmesi, diğer yandan sahne ışığı
gibi parlayan çam elbiseleri.
Doğrusunu söylemek gerekirse yeni yılın kutlandığı cam ağaçlarının süslendiği bir evde büyümedim.
Eğlenceli bir aileye sahip olduğum için birkaç sefer tv karşısında hoplayıp zıpladığımızı , biraz çerez
biraz gazoz hatırlıyorum yalnızca çocukluğumdan
Gel gelelim bir çilehanede bile büyüsem değişmeyecek bir gerçek var ki törenleri, ışıltıları,
kutlamaları, şölenleri severim. Yeni yılın ışıklı vitrinleri hep gözümü alır ve bayramlarımız böyle bir
neşeyle geçse diye hayıflanırım ama mukadderata da boyun eğmeyi bilirim.
Siz bakmayın yeni bir yıl geliyor diye niye sevinelim diyen aşırı realistlere sevinç buldunuz mu sevinin.
Yorgun ajandanız gidecek, yerine pırıl pırıl bir tane gelecek; düğün olur, bayram olur, yeni bir yıl olur.
Veya güzel bir söz olur!
Söz dediğin ekmek gibi azizdir. Su misali yumuşaktır. Bal da olsa zehir de olsa söyleyenin mahsulüdür.
Her kim kullanıyorsa onun elbisesini giyer, onun kılıfına girer. Kelimelerin kalemimden dökülüşünü
kendime benzetirim. Biraz intizamsız, savruk ve canının çektiği yerde bitiverir cümleler. Kural kaide
kendine göredir. #Baharın kelimeleri olsun diyorum bundan sonra. Yapraktan yeşili nasıl çıkaramazsak
o öyle bizde, suyla şeker nasıl karışırsa öyle. Esmadaki teselliye yer açabilmek için içimizdeki o kutlu
nefesin tezahürü gibidir.
Biz Allah’ı sevmek için yaratıldık. O safta kalabilmek için kendi kalbimize yardim edebiliriz kelebek
kanatlarımızla. O mahur bestenin intihal, Müjgan’ın protez olduğu bu dünyada insanın sevgiye ve
umuda sahip çıkmaktan başka yolu var mı ki?
"Ne dem bâki, ne gam bâki", seneler de bâki değil gelip geçiyor. İki bin yirmi üç. Bir sene-i devriye
hikayesi. Mayası acı olan insan hikayelerine tanıklık ettik. GAZZE'nin yeniden bir "ben'e"
dönüşmesine. Bata çıka düşe kalka, var olarak bizzat, yok olarak arada unutarak bazı zaman
unutulmuş gibi arada.
Yaşam bir paket; ahirete taşınacak kocaman bir paket. Ömür defterine her gün bir nokta daha
koyuyoruz ve şunu çok iyi biliyoruz: kendi yazısını giyinmemiş hayatlar, başkalarının ellerine kalır. Yedi
kapı kırk oda. Hepimizin içinde müzeler var, eski tapınaklar var. İçine anıtlar doldurduğumuz ve
kutsadığımız heykeller var. Onları ibadethane olarak açtığımız gün bizim için de dönüşüm başlayacak.
Kudüs bedenimize giyinip ruhumuza ses verecek. Üçler, yediler, kırklar, erenler nefesleriyle dünyayı
an be an dönüştürüyor. O rüzgârın dışında kalmamak için içimizde unutulmuş müzeler de cami olsun.
O gün sadece çamlar değil tüm ağaçlar bayram edecek.
Filistin hakkında onlarca yazı okudum ve sildim ve ne yazabilirim diye düşündüm, önümde duran pırıl
pırıl 2024 defterime.
Hiç kimsenin kelimeleri kalbimdeki herhangi bir yere denk düşmedi. Anladım ki bazen kelimelerin
erişemediği bir yer var. Sonra "sözlerim var köprüleri geçirmez. “Kimseyi ateşten korumaz
kelimelerim” dedim. Yazma işini boş verdim. İnfialler yumağında önemli kelimelerimiz tükenmiştir. Ve
tükenmiştir arafa düşen gölgeler
Şimdi herkes kendi cennet ya da cehenneminde
Sura üfleyen bir melek beklemektedir dedim.
İnsan hiçbir şeyle gelir fakat her şeyin peşine düşer. Sonra her şeyi bırakıp hiçbir şeyle geri gider. Her
olamamış insan hiçlik korosuna dönüşür...
Her veya hiçe dönüşmemektir asıl mesele.
Ajandama ilk mürekkep lekeleri düşüyor. Harfe, kelama bürünüyor.
Duygusal olarak rızkımız bazen dar olabilir, bazen de acı bir lokma. Geçmişin alacaklılığında
kaybolmak yerine kendilik hesabı yapmadan verebildiklerimiz bizimle sonsuz âleme gelir.
Çocukluğunda bulamadığın halde ailene ikram ettiğin şefkat, eşinde görmediğin halde gösterdiğin
özen. Duygusal olarak da azığın azken kendine saklamak, helal azığın azken ikram etmekse büyüklerin
usulüdür. (Bakmayın önce ken-di-ni sev ,ne kadar ekmek o kadar köfte ekollerine.)
Toprağa yükselmek zarureti ile dikilen fidanlarız. İçimizde dolmayan şey boşluk değil. Kabına
sığmayan ruh, yatağını arayan deniziz. Dün geçti bugün bayram .İçinizdeki şenlik bâki olsun.
Güzelliklerle gel 2024